2 Aralık 2017 Cumartesi

Elbet bir gün buluşacağız, bu böyle yarım kalmayacak!

Şarkısı müthiş hüzünlü, fevkalade buruk, bir asma yaprağı kadar güzel ve bir kar kaplanı kadar nadide ama, muhtemelen türk sanat musikisinin en soluk kesici eserlerinden biridir, başlığa aldanmayın. Buluşup buluşmayacağımız meçhul ve müphem zira. Çok klişe olacak lakin -zaten ömür dediğimiz şey en basit/en bayağı klişelerle tükeniyor- hayat bu; ne getireceği bilinmez.
Hem buluşsak ne olacak ki? Aradan geçen onca zamanı telafi edebilecek miyiz? Beyhude bir çabadan, nafile bir gayretten, acıklı bir boşa kürek çekme meşgalesinden öteye gidebilecek mi?
Bıraktığımız yerden, asude, sanki daha dünmüş gibi misal, devam edebilecek miyiz?
Mamafih her buluşma yarım ve eksiktir. Geçmiş geçmişte kalmıştır ve yıkık dökük bir geçmişten ağrısız sızısız bir şimdi yaratılamaz. En karanlık geçmişi bağışlatan buluşmalar, dandik ve kelek Yeşilçam filmlerine özgü, tüyler ürpertici bir distopyadır.
Kadın pavyonlara düşer başına gelmedik felaket kalmaz, adam ölümün eşiğinden döner hatta kör olur gözleri görmez sokaklarda sürünür, fakat yıllar yıllar sonra buluştuklarında her şey bağışlanır, unutulur, hepi end vuku bulur. O denli karton/yapay/ve teflon karakterlerdir ki; acıları/yaraları/sakatlıkları da bir çırpıda solar, bir kalemde silinir, yağ gibi süzülüp akar üstlerinden.
İnsan denen varlık acı çeker, yaralanır, sakatlanır oysa. Ve bunları hayat boyu unutmaz. İnsana dair her şeyin bu denli hafifsenmesi de ütopyaya değil, olsa olsa distopyaya teyellenir.

Yine de, elbet bir gün buluşamasak da, bu hep böyle yarım kalacak olsa da, hala şahsımı iyi midir/kötü müdür/mutlu mudur/mutsuz mudur diye merak edenler için, kimseciklerin de merak ettiğini sanmıyorum fakat olmaz ama olur ya, şuraya tivitır adresimi bırakayım.

Bloglarda buluşuncaya dek bendenize buradan ulaşabilirsiniz.

twitter.com/keskehanfri

Hiç yorum yok: